bugün
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek29
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular9
- sözlük yönetimi beni silsin mi11
- 007 silik yesin kampanyası8
- suratı sabunlamak8
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün9
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü11
- eksi ruyaları kaldıracak kantar11
- bir erkeği cezbeden şeyler11
- bik bik silik yesin kampanyası9
- nervio'nun güzel ellerinden yiyeceğim dayak10
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri11
- anın görüntüsü16
- düşün ki o bunu okuyor14
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması21
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay19
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- galatasaray17
- fenerbahçe8
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks14
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
- iğrenç bir his tarif et15
- allah yerine hızır'dan yardım istemek14
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- flörtü eleme sebepleri12
- erkeklerin iğrenç özellikleri21
- öğretmen maaşları17
- keki kabarmayan sözlük kızı30
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- deniz gezmiş25
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor17
- eloande14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek17
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı30
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni17
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- durduk yere tribe giren erkek17
- allah ile tanrının farkı var mı9
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı19
- icardi19058
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
entry'ler (119)
insan kendisine ragmen yasayamaz
kalbimiz beyaz derken biz siyah diyemeyiz
diyemeyiz hannelise
sen mutlaka lichtenstein dukaligindan bahsedersin
yapraklarini doker ihlamur agaclari katedralin onunde
ben icimde mustesna bir ates bahcesi donatirim
bembeyaz
bembeyaz hannelise.
kalbimiz beyaz derken biz siyah diyemeyiz
diyemeyiz hannelise
sen mutlaka lichtenstein dukaligindan bahsedersin
yapraklarini doker ihlamur agaclari katedralin onunde
ben icimde mustesna bir ates bahcesi donatirim
bembeyaz
bembeyaz hannelise.
işte bir eklem yeri daha
Doğayla ben, benimle doğa.
Var, o kadar unutturacak şey var da
Neden bir o, bir söğüt ağacı
Sayısız yapraklarıyla karşımda.
Acı bir tütünden çıkardım bu şarkıyı
Kalbimde doğup batan güneşlerden
En çok da bir karanlığı bırakıp gittiler bana
Ve bu suskunluğu, bu karamsarlığı
Sözgelimi içimde hiç kımıldamadan duran bir çarşıya.
Var, o kadar unutturacak şey var da
Neden bir o, bir söğüt ağacı
Sayısız yapraklarıyla karşımda.
(Edip Cansever - işte Bir Eklem Yeri Daha)
Doğayla ben, benimle doğa.
Var, o kadar unutturacak şey var da
Neden bir o, bir söğüt ağacı
Sayısız yapraklarıyla karşımda.
Acı bir tütünden çıkardım bu şarkıyı
Kalbimde doğup batan güneşlerden
En çok da bir karanlığı bırakıp gittiler bana
Ve bu suskunluğu, bu karamsarlığı
Sözgelimi içimde hiç kımıldamadan duran bir çarşıya.
Var, o kadar unutturacak şey var da
Neden bir o, bir söğüt ağacı
Sayısız yapraklarıyla karşımda.
(Edip Cansever - işte Bir Eklem Yeri Daha)
bazen ben de neyi neden yaptigimi anlamiyorum. beni benim haricimde yoneten birirleri var gibi. illaki kendime gore nedenlerim var ama kimseyi uzmek istemedim ben sozluk bu hatasiz oldugum anlamina gelmiyor elbette bir yanim ne yapsam hep oksuz be sozlugum affolunmak temennesiyle...
aslinda iki seven insan yan yana geldiginde konusacak pek de bir sey yoktur bu zamanlarda susmak ve anlasildigini hissetmek aynada kendini izlemek gibidir.*
Yirmi Besinci Kısım
Işıkları söndür suna su
Vapurları duyacağız ha
Dün gece uykumda sıçradım
Beni mi çağırdın suna su
Nereye gideceğiz ha
Yabancı değil ben kaptanım
Aç kapıyı suna su
Büyük yağmurda ıslandım
Şarabın var mı suna su
Sabahı bulacağız ha
Kadehini dinleme çıldırırsın
Elimden gelmeyen bir o
Bütün trenleri kaçırdım
Saatin kaç suna su
Yarın öleceğiz ha.
Işıkları söndür suna su
Vapurları duyacağız ha
Dün gece uykumda sıçradım
Beni mi çağırdın suna su
Nereye gideceğiz ha
Yabancı değil ben kaptanım
Aç kapıyı suna su
Büyük yağmurda ıslandım
Şarabın var mı suna su
Sabahı bulacağız ha
Kadehini dinleme çıldırırsın
Elimden gelmeyen bir o
Bütün trenleri kaçırdım
Saatin kaç suna su
Yarın öleceğiz ha.
ard arda kayiplar başlamadan gitmeli buralardan en fazla elli olmali gerci
yarisi bitti de ellerimiz bos ya.
yarisi bitti de ellerimiz bos ya.
-seyrek gülüş sen ne güzel bir şeysin-
-nazlanırsın ama bir gün gelirsin-
düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
olsun artık diyorum ne olacaksa
paralı asker miyim neyim ben
ekleyip duruyorum sabahları akşama
ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor
gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta
aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim
nasıl bir dostluk ki bu, hem kadim
hem de mayhoş elma tadında.
kendimi de koysam ayağımın altına
yine de yetişemiyorum ey aşk,
omzunun hizasına.
çünkü bende birikiyor her şeyin tortusu
ve ayağını kaldırıyor dünya, konuşurken benimle.
budanan oğullar gibiyim sessiz ve narin
nereye konsam geri sayım başlıyor
kurcalıyor beni bir çırağın elleri
ah, unufak olsam ve desem ki
ağzın tat görmesin hayat
kandırdın beni.
sorma,
elim kırılsın bir daha
dokunursam güneşe.
kılpayı kaçırılmış bir şeyin
bıraktığı ardında
neyse oyum ben.
yaralı serçe, benim için dua et:
gök bir kayalık gibi şimdi üstümde
dr. şükrü öncüoğlu'ndan
üç ayda bir reçete.
acıyan bir şeyim ben burdan çok uzaklarda
ve koskocaman bir hansın sen uğraşma bu çocukla
çünkü nasıl bir şey biliyorum itin taştan korkması
bir yastık arıyorum kuş seslerinden
mühim değil sonrası.
sorma,
yangın sönseydi suyla
denizler her akşam böyle yanmazdı.
yakartop oynayan melekler gördüm güneşle
ve büyük çiftçiler gördüm dağları biçen
yolundaydı herşey, ben bile yolundaydım
ama
kıyıya vardığımda
kendimi unuttuğumu anladım
karşı kıyıda.
şiirler söyledim belki duyarsın diye
çığlığıydım içinde dilsiz bir şehzadenin
sana seslendim durdum bu küçücük odadan
acımı duy, sensin pusulam benim
ki dünya
silinmiş bir harita
gibi yabancı bana.
sorma,
usulca uzandığında
bir ceset oluyorsun öpüldükçe şımaran.
(ibrahim Tenekeci - Uluorta )
-nazlanırsın ama bir gün gelirsin-
düşen bir yaprağa bağladım hayatımı
olsun artık diyorum ne olacaksa
paralı asker miyim neyim ben
ekleyip duruyorum sabahları akşama
ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor
gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta
aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim
nasıl bir dostluk ki bu, hem kadim
hem de mayhoş elma tadında.
kendimi de koysam ayağımın altına
yine de yetişemiyorum ey aşk,
omzunun hizasına.
çünkü bende birikiyor her şeyin tortusu
ve ayağını kaldırıyor dünya, konuşurken benimle.
budanan oğullar gibiyim sessiz ve narin
nereye konsam geri sayım başlıyor
kurcalıyor beni bir çırağın elleri
ah, unufak olsam ve desem ki
ağzın tat görmesin hayat
kandırdın beni.
sorma,
elim kırılsın bir daha
dokunursam güneşe.
kılpayı kaçırılmış bir şeyin
bıraktığı ardında
neyse oyum ben.
yaralı serçe, benim için dua et:
gök bir kayalık gibi şimdi üstümde
dr. şükrü öncüoğlu'ndan
üç ayda bir reçete.
acıyan bir şeyim ben burdan çok uzaklarda
ve koskocaman bir hansın sen uğraşma bu çocukla
çünkü nasıl bir şey biliyorum itin taştan korkması
bir yastık arıyorum kuş seslerinden
mühim değil sonrası.
sorma,
yangın sönseydi suyla
denizler her akşam böyle yanmazdı.
yakartop oynayan melekler gördüm güneşle
ve büyük çiftçiler gördüm dağları biçen
yolundaydı herşey, ben bile yolundaydım
ama
kıyıya vardığımda
kendimi unuttuğumu anladım
karşı kıyıda.
şiirler söyledim belki duyarsın diye
çığlığıydım içinde dilsiz bir şehzadenin
sana seslendim durdum bu küçücük odadan
acımı duy, sensin pusulam benim
ki dünya
silinmiş bir harita
gibi yabancı bana.
sorma,
usulca uzandığında
bir ceset oluyorsun öpüldükçe şımaran.
(ibrahim Tenekeci - Uluorta )
Ben geldim geleli açmadı gökler
Ya ben bulutları anlamıyorum
Ya bulutlar benden birşey bekler
Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum
Ben geldim geleli açmadı gökler
Bir yağmur bilirim bir de kaldırım
Biri damla damla alnıma düşer
Diğerinde durup göğe bakarım
Ne şehir ne deniz kokan gemiler
Bir yağmur bilirim bir de kaldırım
Nedense aldanmış bir gece annem
Bir kadın gömleği giydirmiş bana
işte vuramadı gökler bana gem
Dinmedi içimde kopan fırtına
Nedense aldanmış ilk gece annem
Biri çıkmış gibi boş bir mezardan
Ortalıkta ölüm sessizliği var
Bana ne geldiyse geldi yukardan
Bana ne yaptıysa yaptı bulutlar
Biri çıkmış gibi boş bir mezardan
iyi ki bilmiyor kalabalıklar
Yağmura bakmayı cam arkasından
insandan insana şükür ki fark var
Birine cennetse birine zindan
iyi ki bilmiyor kalabalıklar
Yağmur duasına çıksaydık dostlar
Bulutlar yarılır gökler açardı
Şimdi ne ihtimal ne de imkan var
Göğe hükmetmekten kolay ne vardı
Yağmur duasına çıksaydık dostlar
Ben geldim geleli açmadı gökler
Ya ben bulutları anlamıyorum
Ya bulutlar benden birşey bekler
Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum
Ben geldim geleli açmadı gökler.
(Sezai Karakoç - Yağmur Duası)
Ya ben bulutları anlamıyorum
Ya bulutlar benden birşey bekler
Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum
Ben geldim geleli açmadı gökler
Bir yağmur bilirim bir de kaldırım
Biri damla damla alnıma düşer
Diğerinde durup göğe bakarım
Ne şehir ne deniz kokan gemiler
Bir yağmur bilirim bir de kaldırım
Nedense aldanmış bir gece annem
Bir kadın gömleği giydirmiş bana
işte vuramadı gökler bana gem
Dinmedi içimde kopan fırtına
Nedense aldanmış ilk gece annem
Biri çıkmış gibi boş bir mezardan
Ortalıkta ölüm sessizliği var
Bana ne geldiyse geldi yukardan
Bana ne yaptıysa yaptı bulutlar
Biri çıkmış gibi boş bir mezardan
iyi ki bilmiyor kalabalıklar
Yağmura bakmayı cam arkasından
insandan insana şükür ki fark var
Birine cennetse birine zindan
iyi ki bilmiyor kalabalıklar
Yağmur duasına çıksaydık dostlar
Bulutlar yarılır gökler açardı
Şimdi ne ihtimal ne de imkan var
Göğe hükmetmekten kolay ne vardı
Yağmur duasına çıksaydık dostlar
Ben geldim geleli açmadı gökler
Ya ben bulutları anlamıyorum
Ya bulutlar benden birşey bekler
Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum
Ben geldim geleli açmadı gökler.
(Sezai Karakoç - Yağmur Duası)
kayahan-nar tanem.
he he evet evet ondan (bkz: canim yine sicmalamak istiyor)
Dikenin
kalbime battigi bir sonbahar gunudur
sen elini bulutlarin icinde gezdirirsin
bulutlar senin gozlerinin ustunde yururler
icini kurtlar kemirir
bence malumdur
bugulanmis camlarin arkasinda masmavi yuzun
senin atesler icinde oldugun
bence malumdur
ellerin muhakkak cocuk elleridir
hep kimsenin bilmedigi turkuler dusunursun
onlar neden daima okul turkuleridir
suleymanciktan bahseder
kara toprakta acik yesil bir yildiz gibi akip giden
suleymanciktan
ve karinca yuvalarindan bahseder
isiksiz komursuz karinca yuvalarindan
gokyuzunde kizil bir hilalin kaydigini gorursun
sen ansizin gokyuzunde gorunursun
gozlerinin rengi
bence malumdur
elinde degildir aksam serinliginde usursun
eylul'den itibaren geceler hazindir uzundur
sokaklar yorulur uykuya varip gelirler
sokaklarin ustune bulutlar gelirler
bulutlarin ustune yildizlarin gozleri gelir
bir yildiz bir yildizin ardinca gider
yildizlarin kaybolduklari yer
bence malumdur
karanlikta bir seyler kopar dagilir
uzaktan yabanci sesler duyulur
sen elini bulutlarin icnde gezdirirsin
elin hayalerimi dagitir
bilirsin
sen elini bulutlarin icinde gezdirirsin
Attila ilhan
kalbime battigi bir sonbahar gunudur
sen elini bulutlarin icinde gezdirirsin
bulutlar senin gozlerinin ustunde yururler
icini kurtlar kemirir
bence malumdur
bugulanmis camlarin arkasinda masmavi yuzun
senin atesler icinde oldugun
bence malumdur
ellerin muhakkak cocuk elleridir
hep kimsenin bilmedigi turkuler dusunursun
onlar neden daima okul turkuleridir
suleymanciktan bahseder
kara toprakta acik yesil bir yildiz gibi akip giden
suleymanciktan
ve karinca yuvalarindan bahseder
isiksiz komursuz karinca yuvalarindan
gokyuzunde kizil bir hilalin kaydigini gorursun
sen ansizin gokyuzunde gorunursun
gozlerinin rengi
bence malumdur
elinde degildir aksam serinliginde usursun
eylul'den itibaren geceler hazindir uzundur
sokaklar yorulur uykuya varip gelirler
sokaklarin ustune bulutlar gelirler
bulutlarin ustune yildizlarin gozleri gelir
bir yildiz bir yildizin ardinca gider
yildizlarin kaybolduklari yer
bence malumdur
karanlikta bir seyler kopar dagilir
uzaktan yabanci sesler duyulur
sen elini bulutlarin icnde gezdirirsin
elin hayalerimi dagitir
bilirsin
sen elini bulutlarin icinde gezdirirsin
Attila ilhan
insan aslinda asik oldugunu uzun vadede anlar. yaptiklarini, hissettiklerini, heyecanini, uykusuz gecen geceleri, karin agrisini ve en onemlisi asik oldugu kisinin karsisinda egosunun nasil eridigini dusununce anlar.
ervah-ı ezelden
incesaz-eyvah
sevdiğin kişi karşıdaymış gibi denize söylenmesi gereken cümle. çünkü çoğu maşuk deniz kadar güzel, deniz kadar yerinde, deniz kadar içine alıp götüren cevap veremez. yanlış kişiye söylendiğinde hayal kırıklığı yaratır. hele de cevap ağız ucuyla" ben de" ise pişmanlık geliyorum bile demez pat diye oturur insanın böğrüne. Ama doğru kişiye söylendiğinde serotonin tavan yapar. Böyle de sihirli bir cümle işte. Garip
duymak da ayrı güzel onu da uzun uzun anlatmalı*
duymak da ayrı güzel onu da uzun uzun anlatmalı*
ezginin günlüğü- yalgızam
https://www.youtube.com/watch?v=7bMrFjYwmcs
https://www.youtube.com/watch?v=7bMrFjYwmcs
milena jesenska aslında tam bir dava kadınıdır. inandıklarını hayatı pahasına savunmustur, az bulunan güçlü kadınlardandır. Aşık olup ailesini karşısına aldığı kocasıyla mutlu olamamıştır belkı de bu yüzden Kafka'ya da güvenememiştir. Kafka ile olan ilişkileri süresince arafta kalmıştır bence bir mektubunda "kocamı seviyorum senı de " yazdığını üzülerek okumustum.
Kafka'ya gelince yazdıklarından derin bir aşkın içinde olduğu belli ancak o da milena gibi cesaretli değil. iki tarafın da korkuları vardı belli ki. keşke aşılsaydı hepsi, tüm dünya görseydi onların aşkını, biz de inansaydık aşka, bak olabılıyormus yaşayanlar varmış diyebilseydik
Kafka'ya gelince yazdıklarından derin bir aşkın içinde olduğu belli ancak o da milena gibi cesaretli değil. iki tarafın da korkuları vardı belli ki. keşke aşılsaydı hepsi, tüm dünya görseydi onların aşkını, biz de inansaydık aşka, bak olabılıyormus yaşayanlar varmış diyebilseydik
dîdesi havf-i rakîb ile olup eşk-efşân
su uyur düşman uyur haste-i hicrân uyumaz
(gözleri rakip korkusu ile gözyaşı doludur)
(su uyur düşman uyur bu ayrılık hastası uyumaz)
seyh galip
su uyur düşman uyur haste-i hicrân uyumaz
(gözleri rakip korkusu ile gözyaşı doludur)
(su uyur düşman uyur bu ayrılık hastası uyumaz)
seyh galip
Fatmagül'ün yengesi*